Ben Mustafa Yıldız, 28 yaşındayım. Doğma büyüme İstanbulluyum.
Girişimciliğe lise yıllarımda, Instagram üzerinden tişört satarak başladım. Ortalama takipçili hesaplar düzgün reklam alamıyor, ama biz ne verirsek kabul ediyorlardı. Bu sistemi daha verimli hale getirmek için önce bir WhatsApp grubu kurdum. reklam verdiğim tüm sayfa sahiplerini orada toplayarak hem kendi reklamımı yaptım hem de e-ticaret yapanlarla onları buluşturdum. Küçük komisyonlarla yürüttüğüm bu yapı zamanla büyüdü.
Ardından FenomenlerKulübü.com adlı bir web sitesi kurdum. 100'e yakın Instagram hesabını bir araya getirip, aynı anda paylaşım yaparak viral kampanyalar yürüttüm. Bu sistem sayesinde ciddi bir gelir elde ettim. Üniversiteye başlamadan önce bu yapıyı, bana gelen bir teklif üzerine devrettim.
2016 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi İnsan Kaynakları bölümüne başladım.
Afyon’da MYO öğrenci konseyi seçimlerine katıldım. Öğrenci oylarının çoğunluğu bende olmasına rağmen Müdüre hanım 4 adaylı seçimde birbirimizi oylamamızı istedi.. Öğrencilere veya öğretim üyeleri ile oylama yapalım teklifim reddedildi. adaylıktan çekildim. Ardından 3.3 ortalamayla Kastamonu Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptım. okurken aynı zamanda da Shopify üzerinden AmericanBabies.com adında web sitesi kurarak Çin’den Amerika’ya satış yapmayı denedim. Ancak reklam maliyetleri ve öğrenci olmanın getirdiği sınırlamalar nedeniyle siteyi kapatıp Amazon'da mağaza açtım. Amazon’da satışlar iyi gitti, 2.000 dolar barajını aştım. Ancak bu eşiğin üzerine çıkınca Amazon, Amerika içinde resmi faturalandırma sürecine geçmemi istedi. O dönemde henüz 18 yaşındaydım ve gerekli bilgi ve kaynaklara sahip olmadığım için ABD'de şirket kuramamıştım. Bu nedenle hesabım askıya alındı. üniversitede Genç Haytap isimli öğrenci kulübünde başkan yardımcısı olarak sokak hayvanları için sosyal sorumluluk çalışmaları yürüttük.
2018'de İstanbul’a taşındım. İnsan kaynakları alanının bana uygun olmadığını fark ederek okulu bıraktım ve Kartal Belediyesi’nde fotoğrafçı olarak işe başladım. Yaklaşık bir yıl çalıştıktan sonra tekrar üniversiteye döndüm ve Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümüne başladım.
Okulda tiyatro ile uğraşan arkadaşlarımın, özellikle çocuk oyunlarıçok iyiydi ama karşılığı yoktu. Bu oyunları ilkokul, ortaokul ve liselerde biletli sosyal etkinliklere dönüştürdüm. Bu sayede hem eğlence hem gelir sağladık. Ancak Covid-19 salgını nedeniyle okullar kapandı ve bu faaliyetler durdu.
Sonrasında okullar yeniden açıldığında sosyal etkinlik organizasyonlarına ve Trendyol üzerinden e-ticarete devam ettim.
Yaklaşık son 8 aydır ise tüm odağımı Notex projesine verdim. Bu sadece bir fikir üretme süreci değil; onlarca üniversiteden öğrencilerle gerek birebir gerek ise online görüşerek, sosyal medya dinamiklerini analiz ederek ve farklı fakülte yapılarını karşılaştırarak adım adım inşa edilen bir süreç oldu.
Notex’i şekillendirirken sadece kendi gözlemlerime değil, sahadan gelen gerçek deneyimlere ve taleplere kulak verdim. Bugün hâlâ o sürecin içindeyim.
Ben Notex fikrine üç farklı üniversitede deneyim yaşayarak ulaştım. Afyon, Kastamonu ve ısparta Her kampüs farklıydı, ama sorun hep aynıydı:
Öğrenciler yalnız. Bilgiye ulaşmak zor. Her şey dağınık.
Üniversite hayatında kulüplere katılmak, sınıf arkadaşlarıyla bağlantı kurmak, akademisyenlerle iletişimde kalmak, hatta mezun olduktan sonra bile aynı bölümü okuyan insanlara ulaşmak... Bunların hiçbiri sistematik değil. Sosyal medya ise bu konuda hep yetersiz.
Aslında bu yalnızlık çok daha erken başlıyor.
Toplum olarak zaten ilkokulda bile parmak kaldırmaya çekinen, fikrini söylemekten korkan çocuklarla doluyduk. Üniversiteye geldiğimizde bu bastırılmışlık, sessizlikle değil, dijital kalabalık içinde görünmezlikle devam ediyor.
İşte Notex fikri tam da bu noktada doğdu:
Öğrencileri, akademisyenleri, mezunları, iş insanlarını ve girişimcileri ortak bir dijital kampüste buluşturmak.
Yalnızca içerik paylaşan bir platform değil; kimliğine göre doğrulanan unvanlarla gerçek bağlantılar kurabileceğin, fikrini paylaşabileceğin ve kendi ağını oluşturabileceğin bir ekosistem.
Henüz yolun başındayız. Ama bu proje; sadece bir yazılım fikri değil, yaşanmış tecrübelerin ve gözlemlerin sonucudur. Notex, milyon dolarlık reklamlarla değil; kullanıcılarının ürettiği içeriklerle, öğrencilerin birbirine tavsiye ettiği bir ağ olarak yayılacak. Özellikle bölüm odaklı içerikler ve 3D kampüs alanı sayesinde öğrenciler sadece bilgi değil, kendi mizahını, jargonunu ve kültürünü de üretmeye başlayacak. Bu içerikler zamanla diğer sosyal mecralarda paylaşılacak ve Notex, kendi kullanıcıları tarafından doğal biçimde tanıtılan bir platform haline gelecek.
Bu hikâyenin içinden gelen biri olarak Notex’in, üniversite yaşamına sadece yenilik değil, özgüven ve aidiyet de getireceğine de inanıyorum.
Notex, sadece bir Türkiye projesi değil.
Amacımız; bilgiye değer veren, kendi alanında üretmek isteyen öğrencileri, akademisyenleri ve girişimcileri tüm dünyada tek bir çatı altında buluşturmak.
Bugün Türkiye’de başlayacak olan bu yolculuk, gelecekte dünyanın dört bir yanındaki üniversite kampüslerini birbirine bağlayan evrensel bir ağa dönüşebilir.
Bugün öğrenciler bölüm arkadaşlarıyla tanışıyor, yarın farklı ülkelerden öğrencilerle ortak projeler geliştiriyor olabilir.
Çünkü Notex’in dünyada tam karşılığı olan bir örneği yok:
Rol bazlı doğrulama sistemiyle, bilgiye ve kimliğe dayalı sosyal bir üniversite ağı.
Hedefimiz; üniversite hayatının dijital karşılığını oluşturmak, öğrenmeyi sosyal bir deneyime dönüştürmek ve bunu sadece Türkiye’de değil, global ölçekte gerçekleştirmek.
Notex
Telif Hakkı © 2024 Notex - Tüm Hakları Saklıdır.
Powered by Notex
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.